30 Temmuz 2014 Çarşamba

Seni Sevmiyorum - Julian Barnes

Geçenlerde “Bir Son Duygusu” isimli kitabını okuduğum Julian Barnes’in oldukça popüler kitabı olan Seni Seviyorum, 1992 yılında yazılmış. Benim okuduğum verisyonu ise Ayrıntı Yayınları tarafından 2000 yılında yayınlanmış.

266 sayfalık kitap 17 bölümden oluşuyor. Konu Stuart, onun kız arkadaşı Gillian ve Stuart’ın en yakın arkadaşı Oliver arasında geçen bir aşk üçgeni. Stuart son derece ağır başlı, kendi halinde, ayakları yere sağlam basan ve biraz da çekingen biridir, kendisine zıt bir karaktere sahip Oliver’le lisede arkadaş olmuştur. Oliver yakışıklı, gösterişi seven, çapkın, uçarı bir tiptir. Bir gün Stuart Gillian ile tanışır, Gillian hoş, Stuart gibi mantığı ağır basan, nazik bir kızdır, yağlı boya tabloların restorasyonunu yapmaktadır. Stuart’ın en yakın arkadaşı olarak Oliver de sıklıkla bu çiftle vakit geçirmektedir. Sonunda Stuart ve Gillian evlenirler, işte olanlar o zaman olur çünkü Oliver bu düğün töreninde çok korkunç bir şeyi keşfeder, en yakın arkadaşının eşine aşık olmuştur!

Kitap karakterlerin ağzından yazılmış kısa bölümlerden oluşuyor, çoğunlukla olayları Stuart, Oliver ve Gillian anlatsa da zaman zaman Gillian’ın annesi veya Oliver’in ev sahibesi gibi yan karakterler de anlatıma dahil olur. Farklı karakterlerin anlatım tarzlarındaki farklar da görülmektedir, örneğin gösterişi seven Oliver sürekli yabancı dildeki kelimer ve karmaşık bir anlatım tarzı kullanır. Üstelik kitap boyunca karakterlerdeki değişim de gözlenir.

Sonuç olarak Julian Barnes’in bu kitabını da (“Bir Son Duygusu” kadar olmasa da) çok beğendim, devam kitabı olan Aşk Vs.’yi de okumayı düşünebilirim. Keyifli okumalar.
Bu kitabı seven şunu da sevebilir;







23 Temmuz 2014 Çarşamba

Kara Nara – Kemal Tahir

Sürekli müşterisi olduğum kitap sitesi kitapyurdu.com, geçen alışverişlerimin birinde hediye olarak göndermişti bu kitabı, bu arada bu sürpriz hediyeler beni çok sevindiriyor onu da belirteyim:) İthaki Yayınları’ndan Bir Mayk Hammer romanı olarak 2006 yılında tekrar basılmış olan bu kitap 143 sayfa, ancak iç kapağında “15 Ocak 1955 tarihinde yayımlanan kitabın tıpkıbasımıdır,” diye de not düşülmüş. Tabi o zaman Kemal Tahir ismiyle değil F.H. Ikinci imzasıyla yayınlanmış.

Kitabın içinde tanıtım yazısı şöyle; “Kemal Tahir’in kaleminden, ünlü dedektif Mayk Hammer’ın maceraları… Düşün ve edebiyat dünyamızın dev ismi Kemal Tahir’in, F. M. İkinci takma adıyla yazdığı özgün Mayk Hammer maceraları yıllar sonra yeniden yayımlanıyor. Aslından daha iyi olmakla ‘itham’ edilen bu romanları mutlaka okuyun…”

Kısaca konusundan bahsedeyim Harlem’deki gansterler arasında nam salmış olan Valter Bleyk kızının kaçırılmış olduğunu duyunca hapisten kaçar. Ancak bu kız kaçırma olayı münferit bir olay değildir, New York’ta bir sene içinde 25 kız kaçırılmıştır, bu kızlar marihuanaya alıştırılıp randevu evinde çalışmaya zorlanmaktadır. Her ne olursa olsun Kara Nara Valter Bleyk’in kızını kaçırmak yürek ister, bu göründüğü gibi basit bir kız kaçırma değildir, işte hususi hafiye Mayk Hammer, Kara Nara ile birlik olup olayı çözmek üzere işe koyulur. Tabi bu arada yakışıklı hafiyemiz türlü aşk macerası yaşamayı da ihmal etmez.

Son derece kendine has bir üslubu olan kitap bence polisiye anlamında okuyucuyu pek tatmin etmese de eğlenceli vakit geçirmenizi garanti ediyor, bakınız şu paragraf;
“… Çıplak omzun seyri az kalsın suratımda iki tırnak yarasına mal oluyordu. Erbabınca epeyi makbul sayılan yakışıklı erkek ünvanımı bu hain hamleden güç bela kurtardım. İnsanın elle dokunmak değil öpmeye kıyamayacağı altın ışıltılı sarı saçlarını parmaklarıma doladım. …”

Veya şu diyalog ;
“…
- Mersi tosunum!
- Bonjur Mister Hammer…”
Kısacası kolay okunan oldukça eğlenceli bir kitap, keyifli okumalar.


21 Temmuz 2014 Pazartesi

Çekilişimiz Sonuçlandı:)

Merhaba, kitap çekilişimiz sonuçlanmıştır,blogumu e-posta ile takip eden herkes çekilişe otomatik olarak katılmış oldu, talihlimizin e-posta adresini teşhir etmemek için burada kazananı yayınlamıyorum, ben kendisine e-posta yoluyla ulaşacağım. Katılımınız için çok teşekkür ederim, lütfen beni takip etmeye devam edin ve yeni çekilişler için beklemede olun:)

Resim:http://ind.ccio.co/RL/eX/96/281052832965128974lT1BKgInc.jpg

17 Temmuz 2014 Perşembe

Alaska’nın Peşinde – John Green

Son dönemde oldukça popüler bir gençlik romanları yazarı olan John Green özellikle Aynı Yıldızın Altında isimli romanıyla adını duyurmuştu, hatta bu romandan uyarlanan film şu sıra vizyonda. Alaska’nın Peşinde ise yazarın yine çok beğenilen bir romanı, ben de çok övülen bu romanı okumak istedim. 319 sayfalık roman yine bir gençlik romanı tabi, tanınmış kişilerin ölmeden önce söyledikleri son sözlere meraklı Miles Halter Florida’daki sakin yaşamında bir şeylerin eksik olduğunu hisseder, bunun üzerine lisenin son sınıfını ailesindeki erkeklerin gitmeyi gelenek haline getirdikleri Alabama’daki Culver Creeks isimli yatılı okulda okumaya karar verir. Burada “Albay” takma isimli Chip ile oda arkadaşı olması onu ilginç bir arkadaş grubuna dahil olmasını sağlar; bu grupta Albay dışında Takumi isimli bir Japon ve Alaska isimli oldukça güzel ve sıra dışı da bir kız vardır. Alaska, her gençlik filminde gördüğümüz, baş kahramanın aşık olacağı güzel, sağı solu belli olmayan çılgın kızdır, doğrusu ben kendi adıma bu tipten bayağı bir sıkıldım, hiç mi doğru düzgün mülayim bir kız yok aşık olunacak? İlla çılgınlık, illa çılgınlık. Neyse, konumuza dönelim, bu arkadaş grubunun en önemli özelliği ise “hafta içi savaşçıları” dedikleri öğrencilerle aralarında bir ‘eşek şakası çekişmesi’ olmasıdır. Miles (Tıknaz) bir tarafta yatılı okuldaki hayatını arkadaşlarıyla kazasız belasız sürdürmeye çalışırken diğer taraftan da erkek arkadaşı Jake ile gayet mutlu görünen Alaska’nın kalbini çalmaya uğraşmaktadır. Bu arada arka planda da Miles, aldığı din dersindeki tartışmalar vesilesiyle ‘hayatın amacı nedir?’, ‘hayat denen bu labirentten nasıl çıkılır?’ gibi belli başlı sorulara cevap arar. Dramatik tarafı ağır basan ancak eşek şakaları gibi komik kısımları da olan bir gençlik romanı bu, hoş bir kitap, ancak gençlik romanları bana göre değilmiş, tarzı sevenlere keyifli okumalar.

Bu arada kitap ayracımı nasıl buldunuz? Bşr nşkah davetiyesinin yazılı kısımlarını çıkartmalarla kapattım, ama şu sıralar en sevdiğim ayracım bu:)

Bu romanı seven şunu da sevebilir;( kitabı okumadım da filmini seyrmiştim:)

14 Temmuz 2014 Pazartesi

Yaz Çekilişi !

Yaz geldi, sıcakların bastırdığı şu günlerde sıkıcı kitaplara tahammülümüz yok:)Ben de bu çekilişimde sıcaklarda bir nebze de olsa içinizi ürpertecek bu kitabı hediye etmek istedim. Benim çok severek okuduğum kitap hakkındaki yorumuma şuradan ulaşabilirsiniz. Bu çekilişi blogumu e-posta ile takip edenler için yapıyorum, çekilişe katılmak için tek yapmaız gereken blogumu e-posta ile takip ediyor olmak, "e-posta ile takip et" kısmına e-posta adresinizi yazdıktan sonra size gelen e-postadaki linki tıklayarak üyeiğinizi aktive etmeyi unutmayın, aksi halde üyeliğiniz başlamamış olur. Çekilişimiz 21.07.2014 de son bulacak. Herkese iyi şanslar! :)

10 Temmuz 2014 Perşembe

Firavunların Laneti – Elizabeth Peters

Son günlerde Mısır’da geçen gizemli bir roman okumak istiyordum. Tesadüf eseri karşıma Elizabeth Peters’ın Firavunların Laneti isimli kitabı çıktı. Kendisi Mısır Bilimi dalında doktora yapmış olan yazarımızın kitabı 1981 yılında yazmış, bizde ise kitap Oğlak Yayınları’nın Maceraperest Kitaplar serisinden 2006 yılında çıkmış.

390 sayfalık kitabımızın konusu ise şöyle; Mısır uzmanı çalışkan arkeolog çiftimiz Emerson ve Amelia Radcliffe, çocukları Ramses dünyaya geldikten sonra İngiltere’de sakin bir yaşam sürmeyi seçmişlerdir. Ancak bir gece çiftimizin arkeoloji dünyasından tanıdığı zengin girişimci Sir Baskerville’in genç ve güzel eşi Lady Baskerville Radcliffe Malikanesinin kapısını çalar; Sir Baskerville’in ölümünden sonra bu kazıyı yürütecek deneyimli ve cesur bir arkeologa ihtiyaç vardır, bu iş çetin bir iştir çünkü kazı sırasında meydana gelen ölümler gibi olumsuz olayların yol açtığı ‘lanet’ söylentisi nedeniyle kazıda çalışacak eleman bulmak neredeyse imkansızdır. Emerson işi kabul eder ve eşi Amelia’yı da alıp Mısır’a gider. Ancak başta Sir Henry’nin asistanının hala kayıp olması, sonrasında ise meydana gelen gizemli olaylar ve cinayetler Radcliffe çiftinin kafasını karıştırmaktadır.

Doğrusu benim kitaptan beklediğim Mısır’ın gizemli yönüne ağırlık veren bir hikâye okumaktı. Ama kitap beni bu açıdan pek tatmin etmedi. “Katil kim?” tarzında bir polisiye diyebileceğimiz bu romanda bir iki kısa mitolojik değinme dışında Mısır gizemi neredeyse yok, doğrusu Mısır Bilimi dalında doktora yapmış yazarımızdan daha iyisini beklerdim, üstelik hikayeyi sürükleyici de bulmadım, vasat bir kitap.

Bu kitabı seven şunu da sever;

4 Temmuz 2014 Cuma

101 Gündelik Felsefe Deneyi ~ Roger-Pol Droit

Felsefe kitabı çok ama felsefenin gündelik hayatımıza yansımasını konu alan pek az kitap var. Kitabın adını görür görmez "okumalıyım" diye düşündüm. Önce kısaca yazarımızı tanıyalım; Roger-Pol Droit 1949 doğumlu olup, siyasal bilgiler üzerine ders veriyormuş. Daha önce yayınlanmış kitapları "Kısa Felsefe Tarihi", "20. Yüzyıla Yön Veren 20 Büyük Filozof" ve "Kızıma Felsefe Öğretiyorum". Yazar kitabın giriş kısmında bu kitap ile yapmak istediği şeyi açıklamış, bahsedilen 101 deney aslında son derece basit bir takım deneyimleri içeriyor, örneğin "güneş ışığında süzülen toz zerreciklerini izlemek", "zihnimizde kabuğunu bozmadan elma soymak", veya "gözler kapalı duş almak", bir çoğu sık sık yaptığımız şeyler bile olabilir ama önemli olan bu deneyimlerin bizde oluşturduğu duygu ve deneyimlerdir.

"Hiç kuşkusuz bu deneyimler bazı varsayımlara ve inançlara dayanıyor. Özellikle de mümkün olabilecek bir şeyi düşündürüyor: "ben" kesinlikle bir başkası olabilir, dünya bir yanılsama, zaman bir aldatmaca, dil ifade edilemeyen şeylerin üstündeki ince bir örtü, kibarlık ve nezaket kabalığın geçici bir süre askıya alınması, zevk, ahlak, şefkat tek amaç olabilir. Hiç kimse bu düşünceleri paylaşmak zorunda değildir. Önemli olan sadece herkesi bu yolları izlemeye teşvik etmektir."


Say Yayınları'ndan 2014 yılında çıkan kitapta, adından da anlaşılacağı üzere 101 basit deneyim yer alıyor, yazar kısa bir giriş ile deneyin nasıl yapılacağı ve muhtemelen bize ne hissettireceğini 1-2 sayfada anlatmış. Belki bunların çoğunu hiç bir şey düşünmeden deneyimlemişsinizdir ancak bilinçli bir şekilde yapmak farklı olacaktır. Ancak doğrusu ben bu kitapta aradığımı bulamadım, 101 yerine 30 deney olsaydı ve yazar bir deneyimi anlatırken bunu felsefi bir düşünceye bağlasaydı, bu deneyimin bize hissettirdiklerini irdeleseydi, insan doğasını bu deneyimlerle anlamaya çalışsaydı vb. benim için çok daha ilginç olurdu. Yine de bu deneyimleri, üzerinde düşünmenin bize bir şeyler katabileceği bu olağan ama ilginç deneyimleri bir liste halinde ele almak bile güzel.

Resim: http://www.thekingdomskeeper.com/wp-content/uploads/2014/04/dust-in-a-sunbeam.jpg
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...