31 Mart 2014 Pazartesi

Küçük Prenses - Frances Hodgson Burnett

Çocuk kitapları okumaya devam ediyorum. Yine ilk okul çağlarımda TRT'de yayınlanan harika bir çizgi filmdi Küçük Prenses. 1985 yapımı bu çizgi film Little Princess Sara (Shôkôjo Sêra) ismiyle yayınlanmıştı. Bu harika çizimler aynen Anne of Green Gables ve Alice Harikalar Diyarı'nın yapımcısı olan Nippon Animation Co. Ltd.'nin ürünü. Bu firmanın ürünü olan çizgi filmlere bakarsanız çocukluğunuzun unutulmaz çizgi filmlerinin neredeyse hepsinin buraya ait olduğunu görürsünüz.

Konumuzu daha fazla dağıtmadan Küçük Prenses'e gelelim, işte bu güzel çizgi filmi izledikten yıllaar yıllar sonra bunun bir kitaptan uyarlanmış olduğunu öğrendim. İş Bankası Yayınları'nın kısaltılmamış versiyonunu okudum ben, başında yazra ile ilgili de bir bölüm var. Yazarımız da aynı Sara gibi zor şartlarda yaşamış ancak kafasında öyküler oluşturma yeteneği sayesinde kendisi ve kız kardeşlerinin bu şartlarda bile mutlu olabilmesini sağlamış.

Kitap 1905 yılında yazılmış. Küçük kahramanımız Sara, babası ile yaşadığı Hindistan'dan, okumak için Miss Minchin'in özel okuluna gelir. İstediği her şeye sahip olmasına, çok şımartılmış olmasına rağmen alçakgönüllü ve sevgi dolu bir kızdır Sara, Miss Minchin ise bunlara aldırmaksızın sırf zengin olduğu için Sara'ya yaranmaya çalışır. Ancak bir gün Sara'nın babasının öldüğü haberi gelir, babası iflas etmiştir ve küçük kızın başka kimsesi yoktur. Bunun üzerine Miss Minchin Sara'ya eğer okulda hizmetçilik yaparsa kalabileceğini söyler. Sara bunu mecburen kabul eder ancak kendine saygısını asla kaybetmez ve bu şartlarda bile bir prenses olduğunu düşünüp kafasında çeşitli öyküler canlandırıp mutlu olmayı başarır, hatta etrafındakileri de mutlu eder, aynen yazarımız gibi. Çok şirin bir çocuk kitabı, tavsiye ederim:)

26 Mart 2014 Çarşamba

"Alice Harikalar Diyarında" ve "Aynadan İçeri" – Lewis Carroll

Hepimizin az çok hikayesini bildiği Alice Harikalar Diyarında’nın, İthaki yayınları tarafından devam kitabı olan Aynadan İçeri ile birlikte, orijinal İllüstrasyonları ile birlikte basıldığını görünce hemen aldım. Kitabın kendisi kadar yazar Lewis Carroll da merak konusu olmuştur bugüne kadar. Bu nedenle önce onu tanıyalım. Kitabın önsüzünde kendisiyle ilgili aydınlatıcı bir yazı var.

Lewis Carroll’un asıl ismi Charles Lutwidge Dodgson, Oxford Üniversitesi Christ Kilisesi’nde matematik ve mantık dersleri vermiş, ayrıca Anglikan Kilisesi mensubuymuş. 1862 yılında 30 yaşındayken, Oxford Üniversitesi’nden arkadaşı Henry Liddell’in kızlarını bir sandal sefası sırasında oyalamak için onlara Alice’in (Henry Liddell’in 10 yaşındaki ortanca kızı) tavşan deliğinden içeri düştükten sonraki maceralarını anlatmaya başlıyor, kızlar bunu o kadar çok seviyorlar ki devamını anlatması için ısrar ediyorlar, bunun üzerine yazar oturup bu eseri kaleme alıyor. Bu eser öyle yerleşiyor ki zihinlere Oxford sözlüğünde bile kitaptaki bazı kelimeler yerini alıyor.

Kitaba ilham veren Alice Liddell

Kitabı Kıymet Erzincan Kına çevirmiş ve bu çeviri süreci ile çeviri yöntemi hakkında bilgi vermiş, gerçekten çok özverili bir çalışma olduğunu bu bölümden anlıyoruz.

Kitaba gelirsek, yukarıda da dediğim gibi konusu hepimizce malum, Alice bir kır gezisi sırasında koşan beyaz bir tavşan görür, onun peşinden koşup tavşan deliğinden içeri düşer, böylece iskambil kağıtlarından tutun Chesire kedisine, Mart Tavşanı’ndan Deli Şapkacı’ya kadar bir sürü garip kişiyle karşılaştığı bambaşka bir dünyaya adım atar, burada da ilginç maceralar yaşar, bir birkaç santimlik bir cüce olur, bir evlere sığmayan bir dev, ama sonunda evine döner.

İkinci kitap olan Aynadan İçeri’de ise evlerinin salonundaki aynadan içeri girip “ayna dünyası” dediği her şeyin ters olduğu dünyada bu sefer satranç taşlarıyla ve diğer garip kahramanlarla bir macera yaşar. Aynadan İçeri belki daha az bilinen bir macera olduğundan benim daha çok ilgimi çekti. Ama açıkçası her ne kadar çok ilginç de olsa iki kitabın da aslen çocuklara hitap ettiğini düşünmüyorum, Alice’in maceraları bir çocuk için neredeyse korkutucu, onu bırakalım Alice karşılaştığı kişiler tarafından sürekli azarlanıyor, dalga geçiliyor, hatta tehdit ediliyor. Hele ikinci kitapta yumurta adam ile yaptığı konuşma oldukça garip geldi bana.

Yumurta adam’ın “kaç yaşındasın?”, diye sorması üzerine Alice “7 yaş 6 ay,” diye cevap verir. Yumurta adam ise;
“Pek keyifsiz bir yaş. Tavsiyemi istemiş olsaydın 7’de bırak derim… ama artık çok geç,” der.
Birkaç başka cümleden sonra;
“Bir insanın elinden büyümemek gelmez,” diye cevaplar Alice.
Yumurta Adam da şöyle der; “Bir insanın elinden gelmeyebilir… Ama iki insan bunu yapabilir. Doğru dürüst bir destekle yedide durabilirdin.”

Bende negatif çağrışımlar yaptı bu diyalog nedense.

Kısacası oldukça sıra dışı kitaplar ikisi de. Bir çocuk olsaydım kitap beni sıkardı diye düşünüyorum, bir çocuk için çizgi film versiyonu daha ilginç olabilir. Pek çok animasyon versiyonu da olan kitabın, benim için favori versiyonu 1985 yılında “Fushigi no kuni no Alice” orijinal isimli Japon versiyonu, ben çocukken TRT’de yayınlanmıştı, o zamanlar “ne müthiş bir çizgi film” diye düşündüğümü hatırlıyorum. Maalesef bulunması oldukça zor animelerden biri bahsettiğim. Keyifli okumalar ama özellikle iyi seyirler:)

Resim 3:http://www.animeclick.it/prove/serie/FushiginoKuninoAlice/FushiginoKuninoAlice1.jpg

24 Mart 2014 Pazartesi

Size Özel Bir Sigortacınız Olsun İster Miydiniz?

Generali Sigorta’nın reklamlarını bir süredir izliyordum. Önce eğlenceli olması dikkatimi çekti, sonra bir arkadaşım aracı için bildiğim iyi bir sigorta var mı diye sorunca aklıma geldi Generali Ali diye:) Reklamları aklımda kalmış demek ki… Üşenmedim gittim sizin için aradım.



Zorunlu Trafik Sigortası veya kasko için Generali’nin 7/24 Özel Sigorta Danışmanlığı hattı 0850 555 55 55’i veya generali.com.tr den 1 dakikada teklif alabiliyorsunuz. Generali Sigorta müşterisi olmasanız dahi bir kez teklif alırsanız size kişisel sigorta danışmanı atıyorlar. Bilgi alan kişi her aradığında, karşısında aynı danışmanı buluyor. Böylece müşteriler sorunlarını her defasında baştan anlatmak zorunda kalmıyor ve telefonda uzun uzun beklemeden işlerini kolayca halledebiliyor. Bildiğiniz size özel bir sigortacınız oluyor:)


Bu arada Generali 1831 yılında İtalya’da kurulmuş ve 150 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteriyormuş. Tüm dünyada 65 milyonu aşkın müşterisi varmış. Bir sigorta şirketi için oldukça güvenilirler yani.



Bugünlerde Zorunlu Trafik Sigortasında %70’e varan indirimleri varmış. Eğer yakın zamanda zorunlu trafik veya kasko sigortası yaptıracaksanız Generali’den teklif almadan yaptırmayın derim. Teklifler kişiye ve arabaya özel yapıldığı için indirimler de kişiden kişiye farklılık gösteriyor. Bu yüzden teklif alırken yaşınız, arabanızın yakıt türü gibi etmenler de önemli oluyor.


Hemen teklif alıp indirim kazanmak isterseniz, 31 Mart’a kadar generali.com.tr yi ziyaret edin.


1 Dakikada Teklif Almak için Tıklayın.


 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

22 Mart 2014 Cumartesi

3 Soru Mimi

Son günlerde hep Deeptone'dan gidiyoruz:) Sevgili blogger arkadaşım Deeptone beni mimlemiş, teşekkür ederim,ben 3 soru mimini seçtim, işte sorular ve cevaplarım;

1. Neden "Okuma Günlüğüm"?
Blogumun ismi Alberto Manguel'in kitabından geliyor. Kendisinin "okuma günlüğüm" isimli kitabını okuduktan sonra ben de kendi okuduklarımı yazacağım bir blog açmaya karar vermiştim.

2. Hayat felsefeni belirleyen söz nedir?
Böyle sorunca aklıma gelmiyor:)) Ama insan hayattaki güzelliklerin farkına varıp mutlu olmaya çalışmalı:)

3.Kendimle ilgili 3'ü doğru 4 şey nedir? (hangisi yalan, okuyan buluyor)
a)Kedileri çok seviyorum.
b)Çöp adam bile çizemem.
c)Japon kültürüne ilgim var.
d)Anime izlemeyi seviyorum.

Doğrusu bloğumda kendimle ilgili pek yazmadığım için 3 doğru 1 yanlış kısmı pek olmadı ama, eh napalım:))


19 Mart 2014 Çarşamba

Sade ve Derin - Deep Tone

Bildiğiniz gibi blog dünyasının sevilen ve üretken ismi Sade ve Derin Deeptone'un bloğundaki derleme yazılarından oluşan kitabı Sade ve Derin, ikinci adam yayınları'ndan geçtiğimiz aylarda piyasaya çıktı. Kitabı ilk çıktığı günlerde almama rağmen yeni bitirdim, çünkü yazılar oldukça dolu, Deep arkadaşımızın kitaptaki yazıları sanat, aşk, insan, yaşam gibi farklı kategorilere ayrılmış, yazılar dediğim gibi oldukça yoğun, her cümlede farklı bir düşünce anlatılmış, adeta bir beyin fırtınası, okuduktan sonra zihninizi meşgul etmeye devam ediyor, işte ben de bu yüzden günde en fazla 1-2 yazı okudum, zihnimde kalan düşüncelerin tadını yavaş yavaş çıkardım. Çoğu zaman düşündüm, zaman zaman gülümsedim. Bu yazılar bize yazarının oldukça entelektüel, gözlemci ve hayatı sorgulayan biri olduğunu gösteriyor, aynı zamanda da çağrışımlara açık olduğunu. Örneğin; "Mekik nasıl karın kaslarımızı güçlendiriyorsa kekik de koku kaslarımızı güçlendiriyor. Mekik çekip kekik tüketirsek hayata karşı tetikte oluyoruz," gibi, ama görüyorsunuz ki bu kelime oyunları laf olsun diye değil anlamı güçlendirmek, okurun dikkatini çekmek için yapılmış. Kısacası bu kitabı beğendim ve okuduğuma mutluyum, sevgili Deeptone severek takip ettiğim bir blog arkadaşın olduğu için değil, gerçekten güzel bir kitap olduğu için, size de tavsiye ederim, keyifli okumalar.

13 Mart 2014 Perşembe

Çinilerim

Biliyorsunuz iki sene önce İsmek'in Kitre Bebek kursuna gitmiş, yaptıklarımı da bu postumda paylaşmıştım. Geçen sene ise yine İsmek'in Çini kursuna gittim.

Hem kurs döneminde geçirdiğim zaman, hem de ortaya çıkardıklarım açısından beni çok mutlu eden bir uğraş oldu. Hocamız Hayriye Özcan hanım sayesinde adeta yeni bir dünyaya kapı açmış olduk. Çini çok çalışma gerektiriyor ama uğraşması da aynı oranda keyifli. Bu postumda size bazı çalışmalarımı sunmak istiyorum.

En başta gördüğünüz en son ve beni en çok uğraştıran çalışmam. 10x10 cm'lik 40 adet karodan oluşan 70x70 cm ölçülerinde bir çalışma, ara ara çalışarak 4- 5 ayda tamamladım.

Yukarıda ilk tabak ve küçük karo çalışmalarımı görüyorsunuz.

Bu da beni çok zorlayan bir vazo çalışması:)

Bu da Selçuklu Kubatabat karolarından. Çini ile uğraşmak gerçekten çok güzel, bu uğraşıma devam etmeyi çok istiyorum, size de tavsiye ederim..:)

8 Mart 2014 Cumartesi

Art Journal - Bölüm 4

Sade ve Derin Deeptone'un özel isteği üzerine bitirmiş olduğum art journalimden bir kaç sayfa daha yayınlıyorum:)Umarım beğenirsiniz...

Daha önceki art journal yayınlarım için;
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3

5 Mart 2014 Çarşamba

I My Me ~ Strawberry Eggs

2001 yapımı 13 bölümlük bu animemiz okul ve biraz da romantik türde. Hibiki Amawa, okuldan yeni mezun bir kyoshi (beden öğretmeni)dir, kaldığı yerin kirasını ödemek için acilen paraya ihtiyacı vardır. Bunun için de oturduğu yerin yakınlarındaki Sannomiya Okulu’na iş başvurusunda bulunur, ancak bu okulda erkek öğretmen çalıştırılmamaktadır ve erkek öğrenci sayısı da azdır. Zaten bu okulda erkeklerin ikinci sınıf olduğu kabul edilmekte ve temizlik gibi işler de onlara yaptırılmaktadır. Bir erkek olarak başvurusu reddedilen Hibiki Amawa, ev sahibesi çok becerikli Ba- Chan’ın akıl vermesi ve teknik destekleriyle kadın kılığına girer, çok güzel ve mükemmel bir kadın kyoshi olarak tekrar başvuru yapar, bu sefer işe alınır, üstelik öğrencileri tarafından çok sevilen bir öğretmen olur, yeri geldiğinde okulda erkek öğrencilerin hakkını savunur. Diğer taraftan Fuko Kuzuha isimli kız öğrenciyle aralarındaki duygusal yakınlaşma işleri karışmasına sebep olur. Romantizm dozu çok güzel ayarlanmış, sıcacık ve çok keyifli bir animeydi.İngilizce seslendirme de oldukça başarılıydı, konusu da değişikti, hiç sıkılmadan izledim, kesinlikle tavsiye ederim, puanım 10 üzerinden 9.

Hibiki Amawa'nın erkek haline ses veren Crispin Freeman, (gerçekten harika bir ses:))- ile kadın haline ses veren Sally Dana


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...