28 Temmuz 2013 Pazar

Soğukkanlılıkla - Truman Capote


Truman Capote 1924-1984 yılları arasında yaşamış özellikle filmde de çevrilmiş olan “Tiffany’de Kahvaltı” romanıyla ünlenmiş Amerikalı yazar. Yazarlığı dışında da eksantrik kişiliği, ünlü ve sosyetik kişilerle olan arkadaşlıkları ile tanınıyor. “Soğukkanlılıkla” yazarın okuduğu bir gazete haberinden etkilenerek olay yerine gitmesi ve yaptığı titiz araştırmalar, görüşmeler sonucu kaleme aldığı romanıdır. Bu romanı kaleme alışını hikaye eden son dönemlerde yapılmış iki de film bulunmaktadır, birisi Capote diğeri ise Infamous, ben bu romanı okumadan önce filmlerin ikisini de izlemiş, etkilenmiş ve romanı okumaya bunun üzerine karar vermiştim, konuyla ilgili yazım için tıklayınız .

Romanı Sel Yayıncılık’ın baskısından okudum, yayınevine küçük bir eleştirim olacak, yazarın özgeçmişinde yer yer eserlerinden bahsediliyor ve parantez içinde eserin Sel yayıncılık tarafından yayım yılı yazıyor, bir okur olarak benim merak ettiğim Sel Yayıncılık’ın bu eseri hangi yıl bastığı değil yazarın hangi yıl yazdığı olabilir ancak. Sel Yayıncılık’ın ayrı bir listede kitapları hangi yıl yayımladıkları ile birlikte “Yazarın yayın evimizden çıkan diğer kitapları” başlığı ile vermesi daha doğru olur diye düşünüyorum.

Bu küçük eleştiriden sonra kitabımızın konusuna gelelim, pek çok blogger arkadaşım bu kitabı daha önceden okumuş ve yorumlamıştı. Konu çoğumuzun bildiği bir konu, 1959 yılında Kansas’ın pek duyulmamış ücra bir kasabasında çok sevilen, başarılı, merhametli bir çiftçi olan, aynı zamanda kasaba işlerinde de aktif rol olan Herbert Clutter, yine kendisi gibi çok sevilen eşi ve liseye giden iki çocuğu ile güzel çiftlik evlerinde elleri-ayakları bağlı olarak dört kurşunla can vermiş olarak bulunurlar. Suç oranı oldukça düşük olan bu kasabada böyle bir olay bomba etkisi yaratır, kasabalılar hem bu kadar sevilen bir ailenin başına böyle bir şey gelmesi hem de olayın vahşetini bir türlü kabullenemezler. Olayın bir an önce çözülebilmesi için hem yerel polis, hem de federal polis devreye girer, ancak elde bir çift bot izinden başka delil yoktur. Diğer taraftan olayın sebebi de neredeyse belirsizdir çünkü evden çalına çalına neredeyse birkaç dolar çalındığı tespit edilmiştir. Ancak bir süre sonra şans yaver gider ve halen cezaevinde bulunan bir mahkum önceki hücre arkadaşının suçlu olabileceğine dair bir ihbarda bulunur.

Böylece Richard Hickock (Dick) ve Perry Smith’i tanırız. En üstteki resimde onları görüyoruz, Dick soldaki, Perry ise sağdakidir. Dört bölümden oluşan kitabın ilk bölümü olan “Onları canlı gören son kişiler” bize Clutter ailesini detaylı tanıtır ve korkunç olayı anlatır, ikinci bölüm “Kimliği belirsiz kişiler” katil Dick ve Perry’nin olaya karışma hikayesini ve geçmişlerini anlatır, üçüncü bölüm “Yanıt” yakalanışları, suçlarının kesinleşmesi ve cezai sürecin gelişimini, son bölüm “Köşe” ise cezalarının kesinleşmesi ile idam hükmünün gerçekleşmesini anlatır.

Clutter Ailesi bir yılbaşında hep birlikte.

Bu kitabı hep merak ettiğim halde gerçek ve çok korkunç bir olayı anlattığı, ve bundan olumsuz etkileneceğimi düşündüğüm için şimdiye kadar okumamıştım. Ama kitap bu vahşi cinayet olayından ziyade Dick ve Perry gibi aslında karakterleri neredeyse zıt iki insanın hangi süreçlerden geçerek böyle bir olaya karıştıklarını detaylı hayat hikayeleriyle –hatta haklarındaki psikiyatrik raporla- birlikte irdeler. Öyle ki suç ve ceza kavramları birbirine karışır, neredeyse Dick ve Perry için üzülürüz. Yazar özellikle – Infamous ve Capote filmlerinde bahsedildiğine göre- kişisel bir ilişki kurduğu Perry Smith üzerinde çok durmuş. Eğer psikolojik romanlardan hoşlanıyorsanız Soğukkanlılıkla’yı tavsiye ederim, Theodore Dreiser'in İnsanlık Suçu isimli romanı da bu romana çok benziyor, iki kitapta da hikayenin gelişimi hemen hemen aynı, ilgili yazım için tıklayınız .

Truman Capote, Clutter Cinayetlerini araştıran ve kitabını yazmasında büyük yardımını gördüğü Kansas polis müfettişi Alvin Dewey ile, Capote'nin solundaki ise Bülbülü Öldürmek kitabının yazarı ve kendisinin çocukluk arkadaşı olan Nelle Harper Lee.

Bu romandan gördüğüm, anladığım bir çocuğun yetişmesinin ne kadar önemli olduğu, Perry hiç sevgi, saygı, ilgi görmemiş bir çocuk mesela. Bence çocuk sahibi olmadan önce kesinlikle çiftlerin psikolojik yeterlilikleri ölçülmeli, çocuğuna gerekli ilgi, sevgi, saygıyı gösteremeyecek kişiler, yine onun en azından minimum bakım, eğitim, maddi ihtiyaçlarını karşılamaya istekli olmayan kişiler çocuk sahibi olmamalı. Bazen sokakta sadece altındaki bezi ıslak olduğu için mızmızlanan bir bebeğe bağırıp çağırmaları veya 9-10 yaşında elinde sigara sokakta parayla kumar oynayan çocukları görüyorum, bu çocukların geleceklerini tahmin etmek hiç de zor değil, bile isteye geleceğin suçluları yetiştiriliyor, ama hala birileri “en az üç çocuk” diyor, rızkını Allah verir, peki ilgiyi, sevgiyi, şevkati kim verir?

Resim 1: http://www.huffingtonpost.com/2013/02/12/capote-classic-in-cold-bl_n_2668209.html
Resim 2: http://ramblingfollower.blogspot.com/2013/02/in-cold-blood-heartache-and-violence.html
Resim 3: http://online.wsj.com/article/SB10001424127887323951904578290341604113984.html?mod=WSJ_Books_LS_Books_8

2 yorum:

  1. Sel yayıncılığı çok severdim bir zamanlar.Kenarda kalmıştır ama çok iyi kitaplar çıkardı. Capote anlatımın bana Breakfast at Tiffany filmini izlettirdi yine yeniden hiç bıkmadan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de sevdiğim bir yayınevi Defne Hanım, Breakfast at Tiffany's kesinlikle benim de favorilerimden ama en favori oyuncum orada kedi:)) sevgiler:)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...