28 Eylül 2010 Salı


Elif Şafak'ın Araf'ını bitirdim, gerçekten değişikti. Özellikle Gail oldukça ilginç bir karakterdi, daha az sivri olsaydı kuşkusuz daha sempatik olurdu ama o zaman da Ömer'in ona aşık olması daha az ilginç olurdu. Gail ruhani şeylerle bu kadar ilgiliyken onun daha yumuşak olmasını beklerdim mesela veya yaptığı zehirli pasta ile arkadaşlarını zehirlememesini, bunu da gerçi manik-depresifliği ile açıklayabilirz herhalde. Tedirgin Ruh Çikolata Dükkanı'nda yaptığı çikolatalar da güzeldi ve saçına hep süslü bir kaşık takması da güzeldi hatta ben bile kaşık koleksiyonu yapsam mı dedim:) Ömer'i ise biraz bencil buldum, hele son sahnede yeni evlendiği eşi Gail ile taksiyle köprünün üzerinden geçerken kulaklıkla müzik dinlemesine sinir oldum..!! Yine bir sürpriz son.. Şimdi bir New York Times best selleri olan Ateşböceği Yolu isimli kitabı okuyorum.

20 Eylül 2010 Pazartesi


Önce kütüphaneden aldığım Yüksek Şatodaki Adam'ı okumaya çalıştım ama pek sürükleyici değildi. Sonra Star gazetesinin verdiği best seller kitap setinden Lisa Garner'in Saklambaç kitabını okumaya çalıştım ama o da çok iç karartıcı bir kitaptı onu da 130 sayfa okuduktan sonra bıraktım. Şimdi Elif Şafak'ın Araf kitabını okuyorum, hoş bir kitap gerçekten. Zarpandit (diğer ismiyle Gail)'in dil ve harflerle ilgili takıntısından bahsediliyor daha çok, aynı zamanda yabancı bir ülkede yaşamanın zorluklarından. En çok hoşuma giden kısım Zarpandit'in yiyeceklerin içinde gördüğü harflere bakıp kehanette bulunması.

12 Eylül 2010 Pazar

Çılgın Kalabalıktan Uzak




Uzun zamandır okumak istediğim Thomas Hardy’nin “Çılgın Kalabalıktan Uzakta” isimli 491 sayfalık kitabını bitirdim. Issız Adam filminde Ada’nın ikinci elini aradığı sonunda Alper’in ona hediye ettiği kitap bu aynı zamanda. Kitabın ismine bakarak “Lady Chatterley’in Sevgilisi” tarzında bir kitap zannetmiştim bunu. Lady Chatterley’de eşi lordla birlikte yaşadıkları köşkte dışarıdaki kaostan, çılgın kalabalıktan uzakta bir hayat sürüyordu. Kitabın ismi bana aynı zamanda Yüksek Sadakat grubunun çok sevdiğim şarkısını da hatırlatıyor, “belki üstümüzden bir kuş geçer, çılgın kalabalık artık uzaklarda…”

Kitap Thomas Hardy’nin diğer birkaç kitabı gibi hayali Wessex kasabasında geçer. Genç ve güzel Batsheba amcasın ölünce kendisine miras kalan çiftlği yönetmek üzere gelmişti Wessex’e, çoban Gabriel’de iş aramak üzere.Gabriel görür görmez aşık olur Batseba’ya. Genç kadının gelişi herkesin ilgisini çeker. Komşu çiftlğin sahibiorta yaşlı ama yakışıklı Boldwood ise bir yanlış anlaşma sonucu aşık olur Batsheba’ya. Son olarak uçarı bir asker olan Troy aşıklar kervanına katılır. Kitabın büyük bölümü bu aşıkların rekabetini anlatır. Gabriel çiftliğin çobanı ve aslında gizli kahyasıdır. Batsheba’ya karşılıksız bir aşk besler, kızın mutluluğu her şeyin üstünde tutar ve ona her koşulda yardım eder, hatta tavsiyelerde bulunur, onunla olma umudu kalmadığında bile mutluluğu için çalışır. Boldwood ise genç kadına çılgınca aşıktır ve her fırsatta ondan evlilik sözü almaya çalışır. Troy ortaya çıkana kadar bu böyle sürer. Ancak yakışıklı ama bir o kadar da güvenilmez. Troy Batseba’nın aklını başından alır ve onu evliliğe ikna eder, gizlice evlenirler. Kimsenin bilmediği şey ise Troy’un Fanny isimli bir hizmetçi kızla evlilik planları yapmış olduğu ve son anda ufak bir tesadüf sonucu –Fanny’nin evlenecekleri kilisenin adını yanlış anlayıp Troy’u başka bir yerde beklemesi sonucu- evlenemedikleri, kızın daha sonra bilmediği bir yerde tek başına kalıp yoksullar evine düştüğüdür. Troy evlendikten sonra da unutamaz Fanny’i. Buna karşılık Batsheba’ya olan sevgisi çabuk tükenir. Fanny’i yüz üstü bırakmanın acısını, suçluluğunu ondan çıkarır. Bir gün Fanny’nin ölüm haberi gelir, üstelik karnındaki çocuğuyla. Troy evden kaçar, kısa süre sonra da onun ölüm haberi gelir. Batsehba yıkılmıştır, Boldwood ise sevinir, bir kere daha genç kadınla evlenme fırsatı yakalamıştır, sürekli baskıya devam eder, tekrar evlilik sözü alabilmek için her şeyi yapar, onun davranışları Gabriel’in aksine bencilcedir, çoban gibi karşılık beklemeden değildir sevgisi. Bu günlerde kadının tek dayanağı Gabriel olmuştur. Troy ise ölmemiştir, kayboluşundan yaklaşık bir bçuk sene sonra çıkar ortaya, hem de karısı Boldwood’un noel yemeğindeyken, o gece Boldwood’un Troy’u vurup öldürmesiyle son bulur. Boldwood hapis cezası alır. Kitabın sonunda Batsheba Gabriel ile evlenir.

Genel olarak güzeldi bence ama daha çok tiyatro gibiydi. Çiftlik işçilerinin diyalogları veya onları anlatan kısımlar kitaba eğlence unsuru katmıştı ama kitap içinde bence gereğinden fazla yer tutarak sayfa sayısını arttırmıştı. Gerçi olayların gelişiminde yerleri vardı ama doğrusu kitabın konusun daha farklı bir tarzda mesela daha dramatik işlenseydi daha çok hoşuma giderdi diye düşünüyorum. Biraz didaktik tarafı ağır basıyordu bana kalırsa. En beğendiğim kısımlardan biri –kitabın en dramatik bölümlerinden biri- Batsheba’nın Fanny’nin öldüğünde hamile olup olmadığını anlamak için tabutunu açması, sonra tam o sırada Troy’un gelmesi , Batseba’nın o anki duygularını anlatmasıydı.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...